Gül Hastalığı İçin Doğal Yöntemler

Genellikle yüzde görülen, zaman zaman vücudun farklı bölgelerinde de rastlanabilen gül hastalığı; ciltte kızarıklık, sivilce benzeri kabarıklar ile seyreden bir rahatsızlık olarak, kişide ciddi anlamda özgüven kaybına neden oluyor.

Gül Hastalığı Nedir?

Roza hastalığı olarak da adlandırılan gül hastalığı; daha çok 30’lu yaşlarda görülse de hemen hemen her yaştaki kişide gözlemlenebiliyor.

Kadınlarda erkeklere nazaran daha sıklıkla rastlanılan bu rahatsızlık; tedavi edilmediği taktirde yerleştiği bölgede ciddi ağrılara yol açabiliyor.

Sıklıkla bahar aylarında rastlanılan gül hastalığı; iltihaplı sivilceler, sivilceleri takip eden cilt pullanmaları, döküntüler ve halkalar şeklinde ilerliyor.

Genellikle 1-2 hafta boyunca devam eden şikayetler bazen 1 yıl boyunca da sürebiliyor.

Bu yazımızda kısaca gül hastalığı nedenleri, belirtileri ve tedavi yöntemlerine değinmek; ardından da gül hastalığı için doğal yöntemlerden bahsetmek istiyoruz.

Gül Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Genellikle yüzde yani yanaklar, alın, çene, burunda beliren iltihaplı sivilce ve kızarıklıklar; boyun, sırt, göğüs, karın gibi vücudun farklı yerlerinde de döküntü şeklinde belirebiliyor.

Gözlerde akıntı, kızarıklık ve kaşıntı ile seyreden gül hastalığında bazı hastalarda kulaklarda kızarıklık şikayetine rastlanabiliyor.

İyileştikten sonra ciltte herhangi bir iz bırakmayan hastalık; özellikle esmer tenli kişilerin derisinde kahverengi leke oluşumunu tetikleyebiliyor.

Gül hastalığının temel belirtilerini aşağıdaki şekilde sıralayabilmemiz mümkün:

  • Deri döküntüleri
  • Kaşıntı
  • Ağrı
  • Deride kırmızı kabarcıklar
  • İltihaplı sivilceler
  • Burun akıntısı
  • Burun tıkanıklığı
  • Öksürük
  • Boğaz ağrısı
  • Deride büyük ve pembemsi lekeler
  • Deride kuruluk
  • Kolesterol(ileri evrede)
  • Karaciğer rahatsızlıkları(ileri evrede)
  • Ciltte batma ve yanma hissi
  • Göz çevresinde hassasiyet, batma, kaşınma, ışığa karşı hassasiyet
  • Ciltte pütürtüler
  • Damarların cilt altında belli olması

Yukarıdaki belirtiler; kişiden kişiye ve hastalığın şiddetine göre de değişiklik gösterebiliyor. Hastalığın kesin bir şekilde teşhis edilebilmesi adına kan testi ve biyopsi zorunlu olabiliyor.

Gül Hastalığı Neden Olur?

Kesin nedeni tam olarak bilinmeyen gül hastalığına genellikle aşırı sıcak ya da aşırı soğuk havaya uzun bir süre maruz kalmak, aşırı alkollü ve kafeinli içecek tüketimi, güneşin zararlı ışınları, birtakım sindirim sistemi bozuklukları, stres, sinir, yoğun iş yaşantısının neden olduğu endişe hali gibi pek çok etmen yol açabiliyor.

Yapılan bilimsel çalışmalar; gül hastalığına yol açan en önemli faktörler arasında düşük özgüven, asosyallik ve insanlarla iletişime geçmede zorlanma vb. psikolojik etmenlerin yer aldığını da gösteriyor.

İlginizi Çekebilir

>>> Cilt Lekeleri İçin Doğal Yöntemler

Hastalık, kimi zaman da genetik etmenlerden etkilenebiliyor. Yani ailesinde gül hastalığı geçmişi bulunan, bağışıklık sistemi zayıf ve stresli kişiler; hastalığa daha kolay bir şekilde yakalanabiliyor.

Gül hastalığını bazen de kişide alerjiye neden olan birtakım besinler şiddetlendirebiliyor. Sağlıksız yağların tüketimi, aşırı yağlı et tüketimi; gül hastalığına kolaylıkla zemin hazırlayabiliyor.

Gül Hastalığı Tedavisi

Kesin bir tedavisi de bulunmayan hastalığın tedavisi amacıyla doktorlar; genellikle oral yolla tüketilen antibiyotik ilaçlar reçete ediyorlar. İlerlememiş, hafif vakalarda ise hastaların mutlaka her gün düzenli bir şekilde güneş koruyucu krem kullanmaları gerekiyor.

Antibiyotik tedavisini takiben iyileşme elde edilen hastalarda tedavi süreci; krem tedavisi ile devam ediyor.

Tedavi boyunca hastaların mutlaka sıcak havaya çıkmaktan ve sıcak su ile temas etmekten de kaçınmaları gerekiyor.

Aksi halde sıcak duş alma, sıcak havaya ve güneşe uzun süre maruz kalma, sıcak içecekler tüketme; hastalığın şiddetini arttırıp, semptomları kötüleştirebiliyor.

İlerlemiş, antibiyotik hap ve krem kullanımından yanıt alınmayan hastaların ise izotretinoin isimli A vitamini ve türevleri kullanmaları gerekebiliyor.

Son çare olan lazer yöntemi ile esneyen ve ciltte kızarıklığa yol açan damarlar ortadan kaldırılabiliyor.

Bununla birlikte birtakım doğal ve şifalı bitkilerin düzenli kullanımı da gül hastalığı semptomlarını hafifleterek, hastalığın iyileşmesini sağlayıp, ilerlemesini önleyebiliyor.

Gül hastalığı için doğal yöntemleri aşağıdaki şekilde sıralayabilmemiz mümkün:

Gül Hastalığı Bitkisel Tedavi

Zerdeçal

Güçlü bir anti-inflamatuar, anti bakteriyel olan zerdeçal; derideki iltihaplanma ile savaşarak, cildi toksinlerden ve hastalığa neden olan bakterilerden uzaklaştırabiliyor.

Vücuttaki yangıyı alan zerdeçal; derideki kaşıntıya, pullanmaya, döküntüye ve ağrıya da son derece iyi geliyor.

Zerdeçal ile gül hastalığı tedavisi için bir yemek kaşığı toz zerdeçalı ve bir miktar balı karıştırıp tüketin. Yemeklerinize baharat olarak zerdeçal ekleyerek ve günde 1-2 gibi bardak zerdeçal çayı tüketerek de hastalık semptomlarını hafifletebilirsiniz.

Yeşil Çay

Adeta bir güzellik iksiri olarak cildi güzelleştiren ve nemlendiren yeşilçay; deriye uygulandığında anti-inflamatuar özelliği sayesinde derideki iltihaplanma ve yangıyı gideriyor.

İçeriğindeki fito koruyucu bileşenler sayesinde deri tahrişini de gideren yeşil çay; hasar görmüş cildi toparlayarak, cildin eski sağlıklı görünümüne kavuşmasına yardımcı oluyor.

Yeşil çay ile hastalığınızdan kurtulmak ve daha güzel bir cilde sahip olmak istiyorsanız; cildinizin etkilenen bölgelerine soğuk yeşil çay poşeti uygulayabilirsiniz.

Bu işlemi günde 3-4 sefer beşer dakika tekrarladığınızda daha iyi bir sonuç elde edebilirsiniz.

Aloe Vera

Güzellik maskelerinde sıklıkla kullanılan Aloe Vera; derideki yangıyı ve iltihaplanmayı tedavi ederek, cildi iyileştiriyor.

Ciltteki kızarıklığı alarak, cilt kuruluğunu önleyen ve cildi nemlendiren Aloe Vera jelinden yararlanabilmek adına Aloe Vera yaprağının içinden çıkan jeli cildinizdeki sorunlu bölgeye günde bir iki sefer uygulayabilirsiniz.

Hindistan Cevizi Yağı

Cilt hücrelerini yenileyici ve nemlendirici özelliği ile ön plana çıkan Hindistan cevizi yağı; cildi güzelleştiriyor ve ciltteki iltihaplanma ile savaşıyor.

İdeal bir anti-septik ve anti-inflamatuar olan Hindistan cevizi yağı sayesinde cildinizdeki kan damarlarının küçülmesini sağlayabilir, kızarık görünümünü iyileştirebilirsiniz.

Hindistan cevizinin yanı sıra lavanta yağını cildinizde 30 dakika bekletip, ardından durulayarak da gül hastalığı ile mücadele edebilmeniz mümkün.

Salatalık

Cilt gözeneklerini açarak, tıkalı gözenekleri derinlemesine temizleyen salatalık maskesi; ciltte yeni ve sağlıklı cilt hücrelerinin oluşumunu uyarıyor.

İlginizi Çekebilir

>>> Bitkisel Tedavi ve İlaçları Nelerdir?

Aynı zamanda derideki kızarıklığa neden olan damarların da küçülüp, kaybolmasını sağlıyor.

Haftada 2-3 sefer cildinize salatalık maskesi uyguladığınız takdirde bir ayda hastalıktan tamamen kurtulabilirsiniz.

Bal

Mikrop giderici, antibakteriyel ve anti inflamatuar olan bal; cilde uygulandığında cildi nemlendiriyor, cilt döküntülerini sona erdiriyor ve kızarıklığı önlüyor.

Haftada bir kez bal maskesini cildinize uygulayarak, hastalık belirtilerini önemli ölçüde hafifletebilirsiniz.

Omega 3

Aşırı protein tüketimi; ciltte alerjik tepkimelere neden olup, ciltte kabartı ve kızarıklığı şiddetlendirebiliyor.

Bu yüzden hastalık boyunca kişinin somon balığı gibi Omega 3 ve sağlıklı yağ asitleri açısından zengin olan gıdaları tüketmeye özen göstermesi gerekiyor.

Bazı Bitkisel Yağlar

Cildi ve hücreleri yenileyici ve güzelleştirici özellikleri ile cilt sorunları için birebir olan çay ağacı, lavanta, papatya, kekik, biberiye vb. bitki yağları sayesinde gül hastalığını doğal bir şekilde tedavi edebilirsiniz.

Ancak bu bitkisel yağları cildinize sürmeden önce jojobo yağı gibi taşıyıcı yağlardan biri ile inceltmeyi de ihmal etmemeniz gerekiyor.

Gül Hastalığından Korunma

Stresli, kendine özgüveni eksik olan kişilerde rastlanabilen gül hastalığının tekrarlanmasını önlemek ve hastalıktan korunmak adına aşağıdaki önerilerimize de mutlaka kulak vermenizi tavsiye ediyoruz.

  • Organik sebze ve meyveler tüketin.
  • Beslenme programınıza anti-inflamatuar etkisi yüksek olan bitki ve besinlerden ekleyin.
  • Sağlıklı yağlarla yemeklerinizi pişirin.
  • Şekerli ve işlenmiş gıdaları, süt ürünlerini, alkol ve kafeini, kızarmış, trans yağları tüketmekten kaçının.
  • Sizde alerjiye yol açan besin tüketimini mutlaka sınırlandırın.
  • Cilt tipinizle uyumlu, temel yağ asitleri açısından zengin olan, kaliteli nemlendiriciler kullanın.
  • Mümkün olduğunca organik ve bitkisel içeriğe sahip kozmetik ürünler kullanın.
  • Stres, hastalığın en önemli nedenleri arasında yer aldığından stresinizi kontrol altında tutmayı öğrenin. Bu noktada egzersiz ve meditasyondan yararlanabilirsiniz.

Gül Hastalığı Bulaşıcımıdır

Gül hastalığı korkulacak gibi bir hastalık değildir. Doğru tedavi yöntemleriyle gül hastalığından kurtulabilirsiniz. En çok merak edilen sorulardan bir tanesi de gül hastalığı bulaşıcımıdır olmuştur. Gül hastalığı kesinlikle kişiden kişiye bulaşmaz.

Gül Hastalığı Sülük Tedavisi

Gül hastalığı sülük tedavisi için sizlere tek önerimiz uzman yardımı almadan böyle bir tedaviye başlamamanız.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir